Haftalık Piyasa Yorumu
Piyasalarda yön arayışı sürüyor. Borsa İstanbul’da zirve seviyelerine yaklaştıkça satışlar ve dirençlerde zorlanmalar görülüyor. Döviz kurlarında, dış piyasalardaki parite hareketlerinin yansımaları olarak dolar/TL kurunda yükseliş, euro/TL’de ise zayıflama söz konusu. Gösterge tahvil faiz oranı ise düşüşün ardından yatay seyre dönmeye başladı. Piyasaların gündeminde öne çıkan konu başlıkları olarak; Yılın son TCMB enflasyon raporu sunumu, 09/2025 dönem bilançoları, ekonomik veriler sayılabilir. Borsa İstanbul’da çıkış hareketine dayanak olacak ve çıpa işlevi görecek beklenti bulmak zorlaşıyor. Siyasi gelişmelerden fırsat buldukça ekonomik gündeme dönen ve bunu olumlu fiyatlayan bir piyasa görünümü vardı. Enflasyon hızındaki düşüşte ara ara sapma veya duraksamalar olsa da devam eden dezenflasyon süreci olumlu fiyatlamaya konu olabilecek önemli bir beklenti olarak işlev görüyordu. Ancak son aylarda özellikle eylül enflasyonu ile bu süreç bir parça zayıflık gösterdi. Cuma günü TCMB’nin yılın son enflasyon raporu sunumunda olay biraz daha netleşti. Bir bakıma piyasalar enflasyon sorunu ile yüzleşti denebilir. TCMB Başkanı Fatih Karahan yaptığı sunum ile; Enflasyon tahmini 2025 yıl sonu için % 25-29 aralığından % 31-33 aralığına çıkarılırken ortalama tahmin % 32 olarak belirlendi. Önceki tahmin % 27 idi. 5 puanlık yukarı revizyon ciddi bir güncelleme. Kasım ve aralık aylarına ait iki veri kalmıştı. Zaten piyasada %30’un altını bekleyen kalmamıştı. Ancak resmi ağızdan bu durum teyit edilmiş oldu. Sıkı para politikasının devam edeceği yine vurgulanan bir konuydu. Sunumdan sonra ilk akla gelen iki soru; Enflasyonda durum bu merkezde iken son toplantıda sınırlı da olsa faiz indirimine neden gidildiği, daha önemli soru ise 11 Aralık toplantısında TCMB’nin faiz kararının nasıl olacağı şeklinde. Enflasyon tahminleri yukarı çekilirken faiz indirimine gidelebilecek mi? Yoksa reel ekonomi ve ihracatçıların talepleri doğrultusunda yine kısa adımlarla faiz indirimi sürecek mi? Bu sunumdan sonra faiz indirim sürecinin bir süre için kesintiye uğraması olasılığı daha gerçekçi geliyor. Borsa İstanbul açısından bakacak olursak, hangi gündem ve beklentiyi oluşturup da çıkışa devam edecek sorusu önem kazanıyor. TCMB faiz indirim sürecinde muhtemelen “bekle-gör” modu öne çıkacak. Dış borsalardaki çıkış hareketleri yerini kâr satışlarına bıraktı. 09/2025 dönem bilançolarının yayını yarın akşam tamamlanıyor. Geriye elle tutulur bir gerekçe olarak, BIST100 Endeksi’nin nispeten primsiz olduğu, Ağustos 2024 zirvesinin hem TL, hem de dolar bazında gerisinde bulunduğu gerçeği var. Diğer yandan primsiz ve ucuz olmak tek başına alıcı çekmeye yeter mi sorusu burada akla gelen bir başka nokta. Bunlarla birlikte, faizde getirilerin azalması, altın ve kripto paralarda kazançların gerilemesiyle hararetin düşmesi borsayı tekrar alternatif olarak öne çıkarabilir mi? Bu olasılığı dikkate almakta yarar var. Bir de daha iyi gelen şirket bilançolarını da hesaba katmak gerekecek. Borsa İstanbul’da olumlu seyir yerini daha temkinli bir görünüme bırakmaya başladı.
09/2025 dönem üçüncü çeyrek bilançolarının açıklanması süreci yarın itibariyle tamamlanmış olacak. İlk izlenim bilançoların geçmiş dönemlere göre daha iyi olduğu şeklinde. Böylelikle en kötünün geride kaldığı izlenimi biraz daha güçlendi. Enflasyon muhasebesinin sanayi şirketlerindeki kârları törpülemeye devam etmesine rağmen bazı lokomotif holding ve sanayi şirketlerinin kârlarında iyileşme var. Bu görünümde bir parça enflasyon muhasebesinin bilançolar üzerindeki etkisinin zayıflamasını da hesaba katmak gerekecek. Son bir yıldır enflasyondaki gerileme ve bilançoların düzeltilmiş olması bu açıdan önemli. Enflasyon muhasebesine tabi olmayan bankalarda kârlılık sürüyor. BIST100 Endeksi’nin öncü şirketlerinde artan performans piyasayı taşıyabilir mi? Veya ne ölçüde taşıyacak? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama borsalarda şirket bazlı gelişmelerin ne ölçüde etkili olabileceğini ABD borsalarında son yaşanan çıkşla gördük. Teknoloji ve yapay zeka şirketleri başta olmak üzere az sayıda lokomoitif hisse ile borsalarda rekorlar yaşandı.
31 Ekim ile biten haftada; Yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 242 milyon dolar, tahvil bonoda 486 milyon dolarlık alım yaptılar. Dört haftadır ilk defa hisse senetlerinde alım yapmış oldular. Tahvil bonoda ise bir hafta alım, bir hafta satım şeklinde bir süreç söz konusu. Aynı hafta, TCMB brüt rezervleri ve yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatında düşüş devam etti. TCMB brüt rezervleri 1.9 milyar dolar azalışla 186 milyar dolara, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı ise 2 milyar dolarlık azalışla 211 milyar dolara geriledi. Son dönemde TCMB brüt rezervlerindeki artış ve azalışta altın fiyatlarındaki dalgalanmanın bariz bir etkisinden söz etmek mümkün. TCMB Başkan Yardımcısı Hatice Karahan, brüt rezervlerdeki 60 milyar dolarlık artışın 47 milyar dolarının altın fiyatlarındaki artıştan geldiğini söyleyerek durumu resmi ağızdan teyit etmiş oldu.
Haftalık Hisse Önerileri

Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten