Haftalık Strateji
Bu hafta yurt içinde TCMB PPK Faiz Oranı Kararı, ABD’de TÜFE öne çıkıyor…
Küresel piyasalarda geçtiğimiz hafta ABD piyasalarında yatırımcıların odaklandığı temel gelişmeler arasında Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları, hükümetin kapanmasının devam etmesi ve güçlü şirket bilançoları yer aldı. Powell, yaptığı konuşmada, son dönemde enflasyondaki ivmelenmeye rağmen istihdam piyasasında görülen zayıflamanın devam ettiğine dikkat çekerek, yılın geri kalanında faiz indirimine yönelik alanın açık olduğunu belirtti. Ekim sonu ve Aralık ayındaki iki toplantıda ilave indirimlerin gelebileceği sinyali verildi. Hükümet kapanması nedeniyle işgücü piyasası verilerinin yayınında gecikmeler yaşanırken, TÜFE verisinin 24 Ekim’de yayımlanacağı ve Fed’in bu kritik veriyi toplantı öncesi değerlendirebileceği aktarıldı. Powell, kamu verilerinin önemini vurgulasa da, özel sektör kaynakları ve Fed’in saha temasları üzerinden alınan bilgilerin de süreci desteklediğini ifade etti. Makro gelişmelerin yanı sıra şirket bilançoları da gündemdeydi. JPMorgan Chase, beklentileri aşan güçlü bilançosuyla dikkat çekerken, CEO Jamie Dimon tüm iş kollarının sağlam performans gösterdiğini belirtti. Wells Fargo, varlık tavanının kaldırılması sonrası büyüme planlarına hız verirken, kârlılık hedefini yukarı yönlü güncelledi. TSMC ise yapay zekâ çiplerine olan güçlü talep sayesinde %39’luk net kâr artışıyla rekor kırdı ve yıl sonu büyüme tahminini bir kez daha yukarı çekti. Apple ve Nvidia gibi devlere üretim yapan şirketin, yılbaşından bu yana %55’in üzerinde prim yaptığı görülüyor. Tüm bu gelişmeler, piyasaların güçlü bilanço dönemine ve Fed’in daha destekleyici para politikasına odaklandığını, ancak hükümet kapanmasının ve veri akışındaki aksaklıkların risk unsuru olmaya devam ettiğini ortaya koydu.
Küresel piyasalarda ABD’de bu hafta yatırımcıların odağı, kurumsal bilançolar üzerinde yoğunlaşacak. JPMorgan Chase, Wells Fargo, Goldman Sachs ve American Express’in ardından bu hafta Netflix, GE Aerospace, Lockheed Martin, Tesla, SAP, AT&T, T-Mobile ve Intel gibi önemli şirketlerin üçüncü çeyrek sonuçları açıklanacak. Bu bilançolar, hem sektörel trendleri hem de yapay zekâ ve teknoloji hisselerine yönelik piyasa beklentilerini şekillendirme açısından kritik öneme sahip. Bunun yanı sıra, Eylül ayına ilişkin TÜFE (CPI) verisi de öne çıkıyor. Hükümetin kapanması nedeniyle 15 Ekim’de açıklanması planlanan veri ertelenmişti. Ancak, BLS’nin (İşgücü İstatistikleri Bürosu) bazı çalışanlarını geri çağırmasıyla birlikte, raporun 24 Ekim’de yayımlanması bekleniyor. Enflasyonun seyri ve bu veriye bağlı olarak şekillenecek Fed beklentileri, hisse senedi ve tahvil piyasaları için yön belirleyici olabilir. Dolayısıyla hem bilanço sezonunun hız kazanması hem de gecikmeli gelen TÜFE raporu, önümüzdeki haftayı piyasalar açısından oldukça yoğun ve oynaklığa açık hâle getiriyor.
Yurt içinde geçtiğimiz hafta öne çıkan gelişmeler arasında Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye ekonomisine ilişkin güncel tahminleri dikkat çekti. IMF, Türkiye’nin 2024 yılı büyüme beklentisini %3’ten %3,5’e yükseltti. 2025 yıl sonu enflasyon tahmini ise %34,9, 2026 için ise %24,7 olarak açıklandı. Bu revizyonlar, küresel kuruluşların Türkiye’nin ekonomik toparlanma sürecine dair iyimserliğini yansıtıyor.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ekim ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi’ni yayımladı. Reel ve finansal sektör temsilcileri ile uzmanlardan oluşan 68 katılımcı ile yapılan ankete göre, yıl sonu TÜFE artış beklentisi bir önceki anketteki %29,86 seviyesinden %31,77’ye yükseldi. Bu artış, piyasalarda enflasyon beklentilerinin hâlen yukarı yönlü seyrettiğine ve fiyat istikrarının sağlanmasının zaman alabileceğine işaret ediyor. Açıklanan beklentiler, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası duruşunu daha uzun süre devam ettirebileceği mesajını güçlendiriyor.
Yurt içinde bu hafta piyasaların odak noktası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ekim ayı faiz kararı olacak. Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantısı bu hafta gerçekleştirilecek ve karar metni, ekonomideki yönü belirleyebilecek önemli sinyaller içerecek. Geçtiğimiz ay PPK, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan artırmıştı. Bu nedenle gözler şimdi, Ekim 2025 toplantısında alınacak olası faiz adımına çevrilmiş durumda. TCMB Başkanı Fatih Karahan liderliğinde toplanacak Kurul’un, mevcut sıkı para politikası duruşunu nasıl güncelleyeceği merak ediliyor. TCMB’nin resmi takvimine göre faiz kararı 23 Ekim Perşembe günü saat 14.00’te kamuoyuyla paylaşılacak. Açıklanacak karar, hem enflasyon beklentileri hem de kur ve faiz piyasalarının yönü açısından yakından takip edilecek. Yurtiçinde bu hafta şirketler 2025 3.çeyreğe ilişkin finansal tablolarını paylaşmaya başlayacak. 20 Ekimde TURSG, 23 Ekimde AKBNK, EBEBK, TATGD, TAVHL, 24 Ekimde ise ARCLK ve LILAK finansal tablolarını yayınlayacak. Konsolide olmayan tablolar için son bilanço yayınlama tarihi 30 Ekim, konsolide olan tablolar için 10 kasım olarak açıklandı. Bankalar için ise finansal tablolarını yayınlamaları için son tarih 14 Kasım olarak belirtildi.
Geçtiğimiz hafta baskılanan dolar endeksi (DXY) haftayı 98,43 seviyesinde %0,16 değer kazancı ile tamamladı. ABD 10 yıllık tahvil getirileri haftayı %4,01 seviyesinde tamamladı. Geçtiğimiz hafta ABD borsaları pozitif seyretti. Haftalık bazda S&P 500 %1,71, Nasdaq %2,46, Dow Jones Industrial %1, 56 değer kazandı. Ons altın geçtiğimiz haftayı %5,8 değer kazancı ile 4249 dolardan tamamladı. Brent petrol de haftayı %1,4 değer kaybı ile 61,2 dolardan tamamladı.
Bu hafta küresel piyasalarda öne çıkan başlıklar arasında, ABD’de TÜFE, Euro Bölgesi’nde Cari Hesap, Almanya’da ÜFE, İngiltere’de TÜFE, Çin’de GSYH, Japonya’da TÜFE, yurt içinde ise TCMB PPK Faiz Oranı Kararı öne çıkıyor.
ABD tarafında bu hafta takip edilecek önemli veriler arasında enflasyon ve tüketici güveni verileri öne çıkıyor. Eylül ayına ilişkin Çekirdek TÜFE verisinin önceki ayla aynı seviyede, yani %0,3 artış göstermesi bekleniyor. Bu veri, enerji ve gıda gibi dalgalı kalemler dışlandığında fiyat dinamikleri açısından daha net bir görünüm sunması bakımından Fed’in kararlarında kritik rol oynuyor. Aylık Manşet TÜFE verisinin ise %0,4’ten %0,3’e gerilemesi öngörülüyor; bu da enflasyonda kademeli bir yavaşlamaya işaret edebilir. Öte yandan, Michigan Üniversitesi Tüketici Hissiyatı Endeksi’nin Ekim ayı final verisi, ilk açıklamada gelen 55,1 değerine paralel şekilde 55,0 seviyesinde teyit edilmesi bekleniyor. Bu veri, hanehalkı beklentileri ve harcama eğilimlerine dair önemli sinyaller sağlayarak Fed’in ileriye dönük iletişimini etkileyebilir. Enflasyonist baskıların hafiflemesi ve tüketici güvenindeki değişimler birlikte değerlendirildiğinde, piyasalar Fed’in faiz politikasında nasıl bir rota izleyeceğine dair ipuçları arayacak. Özellikle yıl sonuna yaklaşırken bu verilerin beklentilere ne ölçüde yakınsadığı, tahvil piyasaları ve dolar endeksi üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Euro Bölgesi’nde bu hafta açıklanacak veriler arasında öne çıkan başlıklar, cari işlemler dengesi, tüketici güveni ve öncü PMI verileri olacak. Ağustos ayına ilişkin cari işlemler dengesi verisinin 25,1 milyar euro fazla vermesi beklenirken, önceki ayda bu rakam 35 milyar euro olarak gerçekleşmişti. Tüketici güveni endeksinde ise Ekim ayı için -15,4 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor; bu rakam, bir önceki ay açıklanan -14,9 seviyesinden daha kötümser bir görünüm çiziyor.
Ayrıca, bölge ekonomisinin genel eğilimine ilişkin önemli sinyaller veren Ekim ayı öncü PMI verileri de takip edilecek. Bileşik PMI’ın 51,2’den 50,5’e gerilemesi beklenirken, hizmet PMI’ının da 51,3’ten 50,9’a düşmesi öngörülüyor. İmalat sektöründe ise daralma bölgesinde kalmaya devam edilmesi bekleniyor; imalat PMI verisinin 49,8’den 49,5’e gerilemesi tahmin ediliyor. Bu veriler, Euro Bölgesi’nde ekonomik büyümenin sınırlı kaldığı ve hizmetler sektöründeki toparlanmanın da momentum kaybettiği bir döneme işaret edebilir. Özellikle bileşik PMI’da 50 eşik seviyesine yaklaşılması, büyüme görünümüne ilişkin endişeleri artırabilir. Bu nedenle yatırımcılar ve Avrupa Merkez Bankası’nın izleyeceği politika adımları açısından verilerin seyri yakından izlenecek
Almanya’da bu hafta açıklanacak veriler arasında özellikle üretici fiyatları ve PMI verileri öne çıkıyor. Eylül ayına ilişkin Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerinde, aylık bazda %0,2 oranında sınırlı bir düşüş öngörülürken, yıllık bazda ÜFE’deki gerilemenin %1,9 seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu düşüş, enerji ve ara malı fiyatlarındaki zayıf seyri yansıtabilir. Bunun yanı sıra, Ekim ayına ilişkin öncü S&P Global PMI verileri de piyasaların odağında olacak. İmalat PMI’ının 49,5 seviyesinden 49,0’a gerilemesi, sektörde daralmanın sürdüğüne işaret edebilir. Bileşik PMI’ın 52’den 50,5’e, hizmet PMI’ının ise 51,5’ten 51,0 seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Bu beklentiler, Almanya ekonomisinde hem imalat hem de hizmet sektörlerinde büyümenin zayıfladığına dair sinyaller veriyor. Açıklanacak veriler, özellikle Avrupa Merkez Bankası’nın politika duruşu açısından yakından takip edilecek
İngiltere’de bu hafta hem enflasyon hem de iç talep dinamiklerini yansıtan oldukça yoğun bir veri takvimi bulunuyor. Özellikle TÜFE verileri ve perakende satışlar, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) para politikası görünümü açısından önemli ipuçları verecek. Ayrıca, öncü PMI verileri hizmet ve imalat sektörlerindeki ekonomik aktiviteye ilişkin son durumu ortaya koyacak. Eylül ayına ilişkin çekirdek TÜFE aylık bazda %0,2 artış göstermesi beklenirken, yıllık bazda ise %3,7 seviyesinde kalması öngörülüyor. Manşet TÜFE’nin de aynı dönemde aylık %0,2, yıllık ise %4,0 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edilmekte. Bu veriler, İngiltere’de enflasyonun kademeli olarak gerilediğini ancak hâlen BoE’nin hedefinin oldukça üzerinde seyrettiğini göstermeye devam edebilir. Öte yandan, perakende satışlarda aylık bazda %0,3, yıllık bazda ise %1,3 oranında artış bekleniyor. Bu durum, tüketici harcamalarının sınırlı bir toparlanma sergileyebileceğine işaret edebilir. Ekim ayına ilişkin öncü S&P Global PMI verilerine bakıldığında, bileşik PMI’ın 50,1’den 50,5’e, hizmet PMI’ının ise 50,8’den 51,1’e yükselmesi bekleniyor. Bu artışlar, ekonomik aktivitenin daralma eşiği olan 50’nin üzerinde kalmaya devam ettiğine ve hizmet sektörünün toparlandığına işaret edebilir. Verilerin genel olarak BoE’nin temkinli duruşunu sürdürmesine neden olacak bir görünüm sunması bekleniyor. Özellikle hizmet sektöründeki fiyat baskıları ve tüketici harcamalarındaki seyir yakından izlenecek.
Bu hafta yurt içinde bu hafta, ekonomi gündeminde öne çıkan dört veri TCMB’nin Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararı, tüketici güven endeksi, uluslararası yatırım pozisyonu ve yurt dışı üretici fiyat endeksi olacak. PPK toplantısından çıkacak faiz kararı, enflasyonla mücadele süreci ve parasal sıkılaşma adımlarının geleceği açısından yakından izlenecek. Tüketici güven endeksi, hanehalkı harcamaları ve ekonomik beklentilerdeki değişimi ortaya koyması açısından kritik önem taşırken; uluslararası yatırım pozisyonu Türkiye’nin dış varlık ve yükümlülük dengesini gösterecek. Ayrıca ÜFE, ithalat maliyetleri ve dış ticaret fiyat baskılarına yönelik sinyaller verecek. Diğer yandan finansal hizmetler güven endeksi ile menkul kıymet istatistikleri de haftanın diğer önemli verileri arasında yer alacak.
YD-ÜFE 2025 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,32 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %25,03 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %28,01 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %25,47 artış gösterdi.
Türkiye’nin net Uluslararası Yatırım Pozisyonu 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla -343,9 milyar ABD doları olmuştur. Temmuz ayı itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, bir önceki ay sonuna göre %4,2 oranında artışla 378,4 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise %3,4 oranında artışla 722,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Ağustos ayında 84,3 iken Eylül ayında %0,4 oranında azalarak 83,9 oldu.
Para Politikası Kurulu politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 43’ten yüzde 40,5’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 43,5’e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41,5’ten yüzde 39’a indirmiştir.
2025 yılı Eylül ayında Finansal Hizmetler Anketi sonuçları, finansal sektörde faaliyet gösteren 147 kuruluşun yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilmiştir. 2025 yılı Eylül ayında FHGE, bir önceki aya göre 12,3 puan artış kaydederek 177,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu, son üç aydaki hizmetlere olan talep ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi olmak üzere tüm alt endekslerin FHGE’yi artış yönünde etkilediği görülmektedir.
TCMB tarafından haftalık olarak açıklanan menkul kıymet istatistiklerine göre yurt dışı yerleşikler 6 Ekim- 10 Ekim 2025 tarihlerinde hisse senetlerinde 109,69mn USD net satış gerçekleştirdi. Böylece yurtdışı yerleşikler, son iki haftada satış tarafında yer aldı. 6 Ekim- 10 Ekim haftasında DİBS (kesin alım) tarafında 307,75mn USD alış gerçekleşirken, ÖST tarafında 87,06mn USD satış kaydedildi. Böylelikle toplam portföyde, yurt dışı yerleşikler 6 Ekim- 10 Ekim haftasında 111,00mn USD tutarında net alış gerçekleştirmiş oldu. Yurt dışı yerleşikler 2025 yılında hisse senetlerinde 1563,02mn USD tutarında alış yaptılar. Yabancılar 2024 yılında hisse senetlerinde 2696,10mn USD net satış, 2023 yılında ise 1389mn USD net alış gerçekleştirmişlerdi. 2025 yılında DİBS tarafında 854,1mn USD satış, ÖST tarafında 340,78mn USD net alım gerçekleştirildi. 2025 yılbaşından bu yana yurt dışı yerleşikler tarafından toplam portföyde ise 2757,90mn USD alış kaydedilmiş oldu. 2024 yılında yurt dışı yerleşikler toplam portföyde 13724,71mn USD net alış gerçekleştirmişti.
Haftalık Teknik Takip Listesi
Kaynak: Anadolu Yatırım Haftalık Bülten